Kızıl Bir Güldür Hayat
1 sayfadaki 1 sayfası • Paylaş
Kızıl Bir Güldür Hayat
Kızıl Bir Güldür Hayat
Kaçıncı basamağında
olursan ol yaşamın
karamsarlığa kapılıp
umutsuzluk hırkasını giyme sakın…
Boyun eğme kadere
çekiver ipini umutsuzluğun
ilmek ilmek sökülsün…
Taptaze
umut çiçekleri ek
gönül bahçene
gerisi gelir elbet bir gün…
Yenik düşmez
karanlığa aydınlık
yumma güneşe gözlerini
acıları gizler karanlık.
Bir merdiven daya gökyüzüne
yıldız topla…
Saçlarını tara
pırıl pırıl güneşin…
Sitem etme
düşlerine yağan kara
damla damla
erir elbet bir gün…
Susturma yüreğini
kalkar her boran her sis
her şey unutulur…
En umutsuz bir anda
yağan yağmur
toprakta
capcanlı bir umut olur…
Bir bahar dalının coşkusunu
tomur tomur
sana da verir elbet bir gün…
Gözyaşıyla dolup taşmaz deniz
meraklanma…
Uçurtmasını yitiren
çocuğun
gözyaşları kurur
üzüntüsü durur.
Ararsan;
ipinden kurtulmuş
serseri bir uçurtmanın
özgürlük sevinci
seni de bulur
bulur elbet bir gün…
Yaprak ödünçtür dallarda
önemli olan;
umuttan yoksun kalıp
gözlerde ışığı söndürmemek
direnci yitirmemek…
Dikenli de olsa
kızıl bir güldür hayat
soldurmadan yaşamak / yaşatmak gerek…
Yeşile düşman bir bahçıvana
kendini sevdirmez çiçek
yaprak yaprak
ölür elbet bir gün…
Yık barikatları
erit prangaları halka halka
zaman defterini kapat…
Dört mevsimi var
her daim kış olmaz hayat…
Kızıl gülden
derin bir soluk al
tekrar merhaba de yaşama.
Acıdan ıstıraptan arıtılmış
damla damla
sevgiden damıtılmış
yepyeni bir dünya yarat.
İnsan;
yere çakılı
yalnız bir ağaç değildir
tek başına rüzgârı bekleyen…
Yeni yüzler dene
asla vazgeçme sevmekten.
Sünger çek maziye
yak ne varsa kötü
gönlünün ocağında…
Geç karşısına
sevgi kahvesini
dostluk kahvesini yudumla
umudun şefkatli kucağında…
Bırak
saçlarını okşasın rüzgar
apak kar yağsın karanlıklarına…
Her şafakta
doğan güneşi karşıla
batarken kızıllığını şarap şişelerine doldur
yıllansın…
Unut sonbaharı
başka baharlar ara
çisil çisil
hep yağmur yağsın
hayat harmanına
ağaçlar tomurcuklansın…
Aç yüreğinin kapılarını
sen uçur bir kuş da
özgürce kanat çırpmanın
tadına varsın…
Bahardaki uyanışı
gök kuşağındaki gülüşü
zarafetini gülün
muhteşem hazzını
bir bebeğin omzundaki gamzeden öpüşün…
Lapa lapa yağan karın sesini
köpük köpük aşkı
soluk soluğa
çimler üstündeki sevişmeleri düşün…
Yaşamak:
zor da olsa ne güzel…
öyle mi ya ölüm
öyle mi ya ölüm?
Kaçıncı basamağında
olursan ol yaşamın
karamsarlığa kapılıp
umutsuzluk hırkasını giyme sakın…
Boyun eğme kadere
çekiver ipini umutsuzluğun
ilmek ilmek sökülsün…
Taptaze
umut çiçekleri ek
gönül bahçene
gerisi gelir elbet bir gün…
Yenik düşmez
karanlığa aydınlık
yumma güneşe gözlerini
acıları gizler karanlık.
Bir merdiven daya gökyüzüne
yıldız topla…
Saçlarını tara
pırıl pırıl güneşin…
Sitem etme
düşlerine yağan kara
damla damla
erir elbet bir gün…
Susturma yüreğini
kalkar her boran her sis
her şey unutulur…
En umutsuz bir anda
yağan yağmur
toprakta
capcanlı bir umut olur…
Bir bahar dalının coşkusunu
tomur tomur
sana da verir elbet bir gün…
Gözyaşıyla dolup taşmaz deniz
meraklanma…
Uçurtmasını yitiren
çocuğun
gözyaşları kurur
üzüntüsü durur.
Ararsan;
ipinden kurtulmuş
serseri bir uçurtmanın
özgürlük sevinci
seni de bulur
bulur elbet bir gün…
Yaprak ödünçtür dallarda
önemli olan;
umuttan yoksun kalıp
gözlerde ışığı söndürmemek
direnci yitirmemek…
Dikenli de olsa
kızıl bir güldür hayat
soldurmadan yaşamak / yaşatmak gerek…
Yeşile düşman bir bahçıvana
kendini sevdirmez çiçek
yaprak yaprak
ölür elbet bir gün…
Yık barikatları
erit prangaları halka halka
zaman defterini kapat…
Dört mevsimi var
her daim kış olmaz hayat…
Kızıl gülden
derin bir soluk al
tekrar merhaba de yaşama.
Acıdan ıstıraptan arıtılmış
damla damla
sevgiden damıtılmış
yepyeni bir dünya yarat.
İnsan;
yere çakılı
yalnız bir ağaç değildir
tek başına rüzgârı bekleyen…
Yeni yüzler dene
asla vazgeçme sevmekten.
Sünger çek maziye
yak ne varsa kötü
gönlünün ocağında…
Geç karşısına
sevgi kahvesini
dostluk kahvesini yudumla
umudun şefkatli kucağında…
Bırak
saçlarını okşasın rüzgar
apak kar yağsın karanlıklarına…
Her şafakta
doğan güneşi karşıla
batarken kızıllığını şarap şişelerine doldur
yıllansın…
Unut sonbaharı
başka baharlar ara
çisil çisil
hep yağmur yağsın
hayat harmanına
ağaçlar tomurcuklansın…
Aç yüreğinin kapılarını
sen uçur bir kuş da
özgürce kanat çırpmanın
tadına varsın…
Bahardaki uyanışı
gök kuşağındaki gülüşü
zarafetini gülün
muhteşem hazzını
bir bebeğin omzundaki gamzeden öpüşün…
Lapa lapa yağan karın sesini
köpük köpük aşkı
soluk soluğa
çimler üstündeki sevişmeleri düşün…
Yaşamak:
zor da olsa ne güzel…
öyle mi ya ölüm
öyle mi ya ölüm?
1 sayfadaki 1 sayfası
Konu Linkleri | |||
---|---|---|---|
URL: | |||
BBCode: | |||
HTML: |
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz