'İşveren çalışanın hakkını vermeli'

[Carucci]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İşverenleri bizim sahiplendiğimiz kadar onların da yanlarına çalıştırdıklarına hakkını vermeleri lazım'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Brezilya yolunda uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, ''Bugün kadın istihdamıyla ilgili güzel bir genelge yayımladınız. İstihdam konusunda hükümet atağa geçti. Neler yapacaksınız?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Aslında olayı tabii genelleyerek konuşursak daha isabetli olur. Yani burada bir defa kadın-erkek istihdamında daha önce de söylediğim gibi bazı sıkıntılarımız var. Bu sıkıntılarda istihdamı aşabilmek için sürdürülebilir istihdam ifadesini bazı çevreler kullanabiliyor. Yani bu sürdürülebilir istihdam ifadesi bir defa matematik bir olay. Bir defa istihdam matematik bir olay değildir. Konjonktürel olduğu dönemleri de vardır. Mevsimsel istihdam söz konusudur. Bunun yanında sürdürülebilir olanı da vardır. Sürdürülebilir istihdam denildiği zaman hatta Türkiye'ye mahsustur bu, dünyaya değil; gelişmiş ülkelere değil, Türkiye'de biliyorsunuz sürdürülebilir istihdamın tek örneği devlettir. Onun için de herkes nerede iş sahibi olmak ister. Hep devlette ister. Niye? Devlete kapağı attın mı artık ölene kadar burada ama özel sektöre girdiği zaman ve tabi orada sürdürülebilir değil çünkü işveren her zaman sizden böyle tam manasıyla verim bekler. Eğer siz o verimi vermiyorsanız, vermediğiniz anda da hemen kalkar ihbar, kıdem tazminatını öder, bırakır. Bu da onun en doğal hakkıdır. İş hukukundan kaynaklanan hakkıdır.''

Bu süreç içinde bir şeyi gördüklerini ifade eden Erdoğan, ''Özellikle tekstil sektöründe kadın da demeyeceğim, birinci derecede kızlarımız diyeceğim ve 18 yaşın altında maalesef sıkıntılı bir istihdam mantığı var ve bunlar asgari ücretin de çok çok altında rakamlarla çalıştığı için ben buna karşı çıktım'' diye konuştu.

Buna karşı çıkmasından dolayı bazı çevrelerin rahatsızlık duyduğunu da belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Burada işverenler bu noktada şüphesiz ki benim sahiplenmem gereken çevrelerdir ancak işverenleri bizim sahiplendiğimiz kadar onların da yanlarına çalıştırdıklarına hakkını vermeleri lazım. Burada çocukların istihdamı bir defa yanlış bir anlayıştır. Bunun düzeltilmesi lazım ve 18 yaşı aşkın çocuklar kullanılıyorsa bu kızlarımız olabilir, kadınlarımız olabilir. Bunların hakları, sosyal güvenceleri her şeyleri teminat altında olarak çalıştırılmalıdır. Bizim söylediğimiz bu. Biz istihdamda bu noktada çok ciddi yükü bir defa üstümüze aldık. Yani sigorta primleri olayından tutun da özellikle tekstil sektöründe filan KDV'nin indirilmesine varıncaya kadar buralarda birçok destekler verdik ve ayrıca 4. bölge 3. bölge, buralarda biliyorsunuz uyguladığımız teşvikler var. Onları hala uygulamaya devam ediyoruz. Yaptığımız budur ve tabii istihdamda özellikle şu anda girdiğimiz mevsim, bizim için özellikle hizmet sektöründe yeni bir alan doğuracaktır. Biz bu alanı görmezlikten gelemeyiz. Özellikle Nisan Mayıs Haziran dediğim aylar, hizmet sektöründe bizim için hareketlenmenin olacağı aylardır Ve bunun da en az 6 ay gibi,7 ay 8 ay gibi bir süresi var. Bu süreç içerisinde biz, istihdamın olumlu istikamette geliştiğini göreceğiz ama bunun yanında bir de sürdürülebilir olmasına yönelik şu anda çalışma bakanlığımızın yaptığı çalışma var.''

-''HAFTA SONLARIMI AÇILIŞLARA AYIRACAĞIM''-

Başbakan Erdoğan, ''Çalışma Bakanı dün işsizlikle ilgili somut ve radikal önlemler alınacağını açıkladığı Bunu biraz açabilir misiniz, rakam verebilir misiniz?'' sorusu üzerine şöyle konuştu:

''Rakam vermek mümkün değil. Yani burada kimse rakam veremez ama ben biliyorsunuz daha önce verdiğim rakam özellikle TOBB'la ilgili bir rakamdı. Orada verdiğim rakam benim çok reel bir rakamdı. Fakat şu anda gelirken iş adamlarımızla görüşüyorum. Şimdi en az ben şu kadar aldım diyen, '30-40 tane aldım' diyor. Bu şekilde söylüyor. Mesela çok daha ilginci var. Şu anda iş adamlarımızda yani şu bizim aynı zamanda ihracatçı özelliği de olan iş adamlarımızdan, 'Ben şimdi yeni bir fabrika açıyorum. Ne olur gel açılışını yap.' 'Kaç kişi alıyorsunuz?' diye de sorduğumda '800 kişi alacağım' dedi. Mesela bir başkası '1200 kişi alacağım. Ne olur gel benim açılışımı yap' diyor. Şu anda bunlarda hareketlenmeler var. Ve ben doğrusu iş adamlarımızın şu anda açılışlarına tarih vermekte zorlanıyorum. İnşallah bu seyahatten sonra biraz hafta sonlarımı bu açılışlara ayıracağım. Çünkü her açılış yani en azından 200, 400, 500, 1000 bu şekilde istihdama vesile olacak. Ve kaldı ki daha önce de sanıyorum biz de ağırlı olarak üniversite mezunlarına yönelik bir istihdam için alan yaratma çalışmasını yapıyoruz. Onun da açıklamaları yapılacak ve biz de o tür adımları atacağız''

-''TİM '250 BİN KİŞİ İSTİHDAM ETMEYİ HEDEFLEDİK' DİYOR-

Erdoğan, istihdam konusunda somut bir adım olup olmadığına ilişkin bir soruyu, şöyle yanıtladı:

''Somut olarak geldi dersem doğru olmaz ama bu arada tabi yani TOBB üyesi birçok işveren eleman aldı ama tabii bunların havuzu bende değil. Bunların havuzu artık TOBB'da. Yani 'sen ne kadar aldın, sen ne kadar aldın?' diyecek halim yok. Burada önemli olan artık yani TOBB da son işte genel kurulunda söylediği şu anda 1,5 milyona varan bir istihdamı hedefledik ve bunu başaracağız. Öbür tarafta Türkiye İhracatçılar Meclisi işte Başkan yanımızda.

Şimdi bak TİM Başkanı Mehmet Bey de 'biz 250 bin kişi istihdam etmeyi hedefledik' diyor. Bu anket sonucu. Ama bu ankette enteresan olan şey şu. Yani ben 1-2 kişi alacağım demiyor. Şimdi daha da arttıkça bu istihdam, belki de sizin şu anda verdiğiniz rakamın da üzerine çıkabilir.''

Başbakan Erdoğan, ''Gelecekte bir iyileşme bekliyor musunuz, rakamsal anlamda?'' sorusu üzerine, ''Yahu bekliyorsun diye bir şey yok. Olmaya başladı. Çocuk doğdu ya. Sen hala ne konuşuyorsun. Şimdi biz çocuğu büyütüyoruz'' dedi.

-''ŞAMPİYONLUK YABANCIYA GİTMEDİ''-

Öte yandan Başbakan Erdoğan, Başbakanlık muhabirleriyle sohbet de etti. Zaman gazetesi Başbakanlık muhabiri Erdal Şen, Erdoğan'a, eski başbakanlardan Adnan Menderes'in hayatının anlatıldığı, piyasaya yeni çıkan kitabı ''Bir Yiğit Vardı'' adlı kitabı takdim etti.

Bu arada bir muhabir Fenerbahçe taraftarı başka bir muhabiri göstererek, Başbakan Erdoğan'a ''Arkadaşımız Fenerbahçeli. Travmadan çıkamadı'' dedi. Bunun üzerine muhabir ile Başbakan Erdoğan arasında şu diyalog gerçekleşti:

Muhabir: ''Ben de Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda şampiyonuz diye 3 dakika sevinenlerdenim''

Erdoğan: ''Hakikaten mi? Sonunda ne oldu peki?''

Muhabir:''Hüsran oldu, yıkım büyük oldu. Hala kendime gelemedim''

Erdoğan:''O kadar mı yahu?''

Muhabir:''Evet. Sizin fanatikliğinize ulaşmaya çalışıyoruz''

Erdoğan:''Şampiyonluk yabancıya gitmedi''

Muhabir:''Orası öyle ama hala kendime gelemedim''

Erdoğan:''Gelirsin, gelirsin.''

Kaynak: aa