Zakkum Çiçeğimsin
1 sayfadaki 1 sayfası • Paylaş
Zakkum Çiçeğimsin
Zakkum Çiçeğimsin
Gece;sessiz ve sakin uykuda
Pörsümüş yanakları
Esmer yaşlı bir kadın.
Yıldızlar yuvasından
Kaldırmış başlarını
Esniyorlar mağara gibi ağızla.
Ayışığı kirli beyaz
Dolaşır telaşlıca
Yitirdiği şeyi arar gibi
Ölü bir şehrin üstünde.
Gri bulutlar salkım saçak
İki çukurdan fırlamışlar
Öfkelerini boşaltırcasına.
Bir caddenin kenarında
Rüzgar ağaçları yalarken
Ağlamaklı
Yarasanın solgun ışıkları.
Akşamleyin kulakları kalbura çeviren
Cırcırböceğinin sesi yok
Kimbilir belki de rüyasında şimdi.
Ya az ötemizde dalgın dalgın gezen
İki süt beyaz güvercin nerede
Yassılaşmış kara gölgeleri dururken.
İşte ıssızlığı yırtan bir vapur
Uzaktan gelir
Balıklara göz kırparak.
Siyah peleriniyle
Sıska bir çocuk gibi gezer yalnızlık.
Yılların acısı demlenmişken gözlerinde.
Hışırtısı vardır dallarda umudun
Yanağı susuzluktan sararıp
Hüznün damlaları dehlizlerde saklıyken.
Ne yüzü buruş buruş bir kağıt parçası
Ne tel tel rüzgarı saklamış koynunda
Ne bakışları ekin tanesi gibi sapsarı
Ne de ellerindeki çizgide depolanmış keder.
Sen zakkum çiçeğimsin.
Dilin dışarı fırlamış bir ok
Elin duyarsızlığı yok eden bir silah.
Gözlerin güneşin ışığında umudu yıkar.
Umut sende!
Hadi çek kaldır geceyi
Ensesinden tutarak
Çıkar pestilini!
Sevdaya uzanan eldir zaman
Tükenmesin kendiliğinden
Al beyninin fırınında
Şekillendir.
Yüreğinde resmini çiz yarının
Kokunu sindire sindire
Kalp krizi geçiren bir köprüye
Masaj yapar gibi.
Eğil güneşten bir demet al
Savur yüzlere gülücük açan
Bir meşale olsun
Umut kışın
Kırık dökük bir çizgiyken.
Zakkum çiçeğim
Sen denizin köklerinden gelen dalga gibi
Yine dirençlisin
Yine ayaktasın dimdik.
Kokunu salmışsın bir kentin
Kılcal damarlarına
Kuşatırcasına.
Zakkum çiçeğim sensizlik
Fırtınayla yüreğe işleyen hançer
Sensizlik umuda çekilen simsiyah perde
Sensizlik mezar taşı gibi gövdesini uzatmış yatan
Zifiri karanlık bir gece.
Sensizlik
Ablukaya alınmış bir kent
Gitmek bir uçurumda parçalanmak.
Kalmak bir girdapta yok olmak gibi.
Ya sevda
Köklerinde tomurcuklanmak güneşinde doğmaktır.
İzmir - 04.08.2004
Ali Ertan Akgün
Gece;sessiz ve sakin uykuda
Pörsümüş yanakları
Esmer yaşlı bir kadın.
Yıldızlar yuvasından
Kaldırmış başlarını
Esniyorlar mağara gibi ağızla.
Ayışığı kirli beyaz
Dolaşır telaşlıca
Yitirdiği şeyi arar gibi
Ölü bir şehrin üstünde.
Gri bulutlar salkım saçak
İki çukurdan fırlamışlar
Öfkelerini boşaltırcasına.
Bir caddenin kenarında
Rüzgar ağaçları yalarken
Ağlamaklı
Yarasanın solgun ışıkları.
Akşamleyin kulakları kalbura çeviren
Cırcırböceğinin sesi yok
Kimbilir belki de rüyasında şimdi.
Ya az ötemizde dalgın dalgın gezen
İki süt beyaz güvercin nerede
Yassılaşmış kara gölgeleri dururken.
İşte ıssızlığı yırtan bir vapur
Uzaktan gelir
Balıklara göz kırparak.
Siyah peleriniyle
Sıska bir çocuk gibi gezer yalnızlık.
Yılların acısı demlenmişken gözlerinde.
Hışırtısı vardır dallarda umudun
Yanağı susuzluktan sararıp
Hüznün damlaları dehlizlerde saklıyken.
Ne yüzü buruş buruş bir kağıt parçası
Ne tel tel rüzgarı saklamış koynunda
Ne bakışları ekin tanesi gibi sapsarı
Ne de ellerindeki çizgide depolanmış keder.
Sen zakkum çiçeğimsin.
Dilin dışarı fırlamış bir ok
Elin duyarsızlığı yok eden bir silah.
Gözlerin güneşin ışığında umudu yıkar.
Umut sende!
Hadi çek kaldır geceyi
Ensesinden tutarak
Çıkar pestilini!
Sevdaya uzanan eldir zaman
Tükenmesin kendiliğinden
Al beyninin fırınında
Şekillendir.
Yüreğinde resmini çiz yarının
Kokunu sindire sindire
Kalp krizi geçiren bir köprüye
Masaj yapar gibi.
Eğil güneşten bir demet al
Savur yüzlere gülücük açan
Bir meşale olsun
Umut kışın
Kırık dökük bir çizgiyken.
Zakkum çiçeğim
Sen denizin köklerinden gelen dalga gibi
Yine dirençlisin
Yine ayaktasın dimdik.
Kokunu salmışsın bir kentin
Kılcal damarlarına
Kuşatırcasına.
Zakkum çiçeğim sensizlik
Fırtınayla yüreğe işleyen hançer
Sensizlik umuda çekilen simsiyah perde
Sensizlik mezar taşı gibi gövdesini uzatmış yatan
Zifiri karanlık bir gece.
Sensizlik
Ablukaya alınmış bir kent
Gitmek bir uçurumda parçalanmak.
Kalmak bir girdapta yok olmak gibi.
Ya sevda
Köklerinde tomurcuklanmak güneşinde doğmaktır.
İzmir - 04.08.2004
Ali Ertan Akgün
1 sayfadaki 1 sayfası
Konu Linkleri | |||
---|---|---|---|
URL: | |||
BBCode: | |||
HTML: |
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz